Gebelik öncesi dönemde gebeliğinizin planlanmasından, gebe kalabilmenin yollarına, gebelik öncesi yapmanız gerekenlerden, gebeliğe hazırlığa kadar pek çok konuda bilgi ve deneyimlerle yanınızda yer alıyoruz. Gebeliğinizi ilgili tüm adımları birlikte atıyoruz.
Doktor Seçimi:
Doktorunuzdan randevu alınız: Hamile kalmadan önce doktorunuzla gebelik öncesi sağlık bakımı hakkında konuşun. Doktorunuz sağlık geçmişiniz ve halihazırda sahip olduğunuz, hamileliği etkileyebilecek herhangi bir tıbbi durumunuzla ilgili konuşacaktır.
Yapılacak Testler:
Doktorunuz, bu testlerin hepsini istemeyebileceği gibi bazen başka testlere de gerek duyabilir. Önemli olan, en azından gebeliğin başında bir doktora muayene olmanızdır. Bazen de gebelikte her ay, 3 ayda bir ya da gerek duyduğunda bu testlerin bazısını tekrarlayabilir.
Prenatal Vitamin Desteği
Suda çözünen B grubu vitaminler içerisinde yer alan folat besinler içerisinde doğal olarak bulunmaktadır. Folik asit besin desteklerinde ve zenginleştirilmiş besinler içerisinde yer almaktadır. Gebe ve fetüs fizyolojisinde önemli bir role sahip olan folat gereksinmesinin gebe kadınlarda tek başına diyet ile karşılanması mümkün değildir. Folat ile başta nöral tüp defekti ve megaloblastik anemi olmak üzere, postpartum depresyon, doğum ağırlığı, çocukluk çağı alerjik hastalıkları, konjenital kalp hastalıkları, otizm vb. sağlık sorunları yakından ilişkilidir. Bu nedenle tüm dünyada nöral tüp defekti, anemi vb. sağlık sorunlarını önlemek amacıyla planlı bir gebelik ile gebelik öncesinde başlayan ve gebelik süresince devam edilen folik asit desteği (400 µg/gün) yaygın olarak önerilmektedir.
Kötü Alışkanlıklar:
Eğer alkol, sigara veya ilaç bağımlığınız varsa gebe kalmadan önce bunlardan kurtulmalısınız. Tek başınıza bu alışkanlıklardan kurtulmayı başaramazsanız, profesyonel yardım için uygun merkezlere başvurmaktan kaçınmayınız.
Diyet ve Egzersiz:
Gebeliğin mucizevi yolculuğuna hoş geldiniz. Gebelik öncesi, 9 aylık gebelik
dönemi ve gebelikten sonraki tüm süreçler hakkında bilgi ve
tavsiyelerimizle yanınızdayız.
Sağlıklı gebelik sürecinden, sağlıklı doğuma,
spor ve aktiviteye, yapılması
gereken testlere ve bebek bakımına kadar birçok konuda sizi
bilgilendiriyoruz. Gebelik ve hamilelik döneminde aradığınız herşey için
hamileliktebulanti.com yanınızda..
Trimester dönemleri:
Hamilelik 3 ana döneme ayrılır. Bunların her birine trimester denir. Birinci trimester gebeliğin ilk 13 haftalık dönemini, ikinci trimester 14. – 26. haftalar arasındaki dönemi, üçüncü trimester ise 27. haftadan 40.haftaya kadarki dönemi kapsar.
1.Trimester
Hamile kalmak, regl döneminin yarısından sonra meydana gelir. İlk 2 hafta hamile olunmadığı halde yine de hamileliğin ilk 2 haftası olarak kabul görülür. Yumurta 3. haftada döllendiği zaman, hamilelik hormonları devreye girmeye başlar. Sabah bulantıları, meme büyümesi ve memede ağrı, yorgunluk, baş dönmesi, artan duygular ve yüksek hormon seviyesi, aşerme ve tiksinme hissi, sürekli idrara gitme ihtiyacı, mide yanması hissetmek ve hazımsızlık gibi belirtiler ilk üç ayda yaşanabilecek semptomlar arasındadır.
1. trimester döneminde, döllenen yumurta 7 gün kadar bir süre sonra rahim duvarına yerleşmiş olur. Göbek bağı, plasenta, amniyotik kese oluşmaya başlar. 1. trimester dönemi yani ilk 3 aylık dönem bittiğinde bebeğin en önemli organları oluşmuş olur. Yüz özellikleri, kollar bacaklar, parmaklar, tırnaklar oluşmuştur. Cinsel organları gelişime geçmiştir. Bebeğin boyu yaklaşık olarak 6 cm uzunluğuna gelmiş olur.
İlk kez hamile olduğunuzu öğrendiğinizde, bebeğin gelişimini izlemek için doktorunuzdan randevu alın. Eğer doğum öncesi vitaminlere başlamadıysanız, hemen başlayın. İlk 3 aylık dönemde doktor randevusu genellikle ayda bir kez oluşturulur.
2.Trimester
2.trimester, hamileliğin 14. haftası itibariyle başlar. 14.-27. haftalar arasında devam eder. Hamillelik sürecinin en rahat 3 aylık dönemi kabul edilir.
Bu dönemde mide bulantıları azalacağı ve hatta biteceği için daha rahat bir hamilelik geçirilebilir. Ancak bazı hamilelik semptomlarını yaşamakta mümkündür. Bunlar arasında kabızlık, uykusuzluk, varis sorunları, kasık ağrısı, nefes darlığı olabilir.
2. trimesterde bebek hareketleri fark edilir ve karın
büyümesi fark edilir düzeye gelir.
Bebek annenin karnının
içinde dolaşmaya başlayacak. Böylece bebeğinizin
uyku ve uyanma döngüleri hissedeceksiniz.
2. trimester bittiğinde bebeğin
saçları, parmak izleri, yutkunma ve emme
gibi refleksleri oluşmuştur. Bebeğin boyu yaklaşık olarak 23 cm uzunluğuna
gelmiştir.
Kan testleri ile diyabet taraması (şeker yükleme) da bu
süreçtedir.
Doğum kusuru ve diğer genetik tarama testleri (ikili test)
de yapılır.
Gerekirse amniyosentez düşünülebilir.
3.Trimester
Üçüncü trimester de hamileliğin 28 ila 40. haftalarını içerir. Artık bebeğiniz hızla büyümeye başlamış ve siz zorlanmaya başlamışsınızdır. 3. trimesterde kadın en az 11 kilo almış olur. Bebek hareketleri daha hızlı ve serttir. Anneyi uykudan uyandırabilecek ölçüdedir.
32.haftada, bebeğinizin kemikleri tamamen oluşmuştur. Bebek şimdi gözlerini açıp kapatabilir ve ışığı hissedebilir. Bebeğin vücudu demir ve kalsiyum gibi mineralleri depolamaya başlayacaktır. 36. haftada artık bebek baş aşağı konumda olmalıdır.
Bu dönemde doktorunuzla daha düzenli olarak görüşeceksiniz. Doğum yaklaştıkça NST ile kasılmalarınız ve bebeğin kalp atışı kontrol edilecektir.
3. trimesterin sonunda bebeğin uzunluğu yaklaşık olarak 46-56 arasındadır 37. haftadan sonra Bebeğin tüm vücudu gelişmiş ve doğuma hazır hale gelir.
Gebelikte yapılması gerekli testler:
İlk muayenede yapılan test ve tahliller:
11-14 haftalar arasında yapılan testler:
Gebeliğin 11.
haftasından sonra ultrason muayenesinde bebeğin ense kalınlığı
(NT) ölçülür ve ikili test (kan tahlili) yapılır. Bu
tahlil 11-14 hafta arasında yapılabilir, 14. haftadan sonra yapılamaz.
16-20 haftalar arasında testler:
Bu haftalar
arasında üçlü test (triple
test) veya dörtlü test yapılır. Eğer bu test sonucu riskli
gelirse amniosentez (bebekten su alınması) yapılarak daha ileri inceleme
yapılabilir.
35-37 haftalar arasında testler:
Bu haftalar arasında annede
Grup B Streptokok (bakteri) taraması önerilmektedir ancak ülkemizde
henüz fazla yaygınlaşmamış bir uygulamadır.
Tarama testleri ile ilgili daha detaylı bilgileri Tarama Test Çeşitleri yazımızda okuyabilirsiniz.
Tarama Test Çeşitleri
İkili Tarama Testi: Gebeliğin 11-14. haftaları arasında yapılır. İkili test her gebeye yapılmaktadır. Bu testte anne karnında serbest beta hCG ve PAP-A diye iki hormon ölçülmekte ve ultrasonda ölçülen bebeğin ense kalınlığı ile karşılaştırılmaktadır. İkili test, tarama testi olduğundan, pozitif çıktığında yani ihtimal kabul edilebilir değerin üzerinde çıktığında bu gebelere kesin tanı testi olan amniosentez önerilir.
Üçlü Tarama Testi: Üçlü test genellikle gebeliğin 16-18.haftaları arasında yapılır. Anneden alınan kandan HCG, E3 ve AFP bakılması ve bu değerlerin anne yaşı ve bebeğin haftası ile birleştirilmesi ile bebeğinizin Down sendromu ve Trizomi 18 olabilme riski hakkında bilgi verir.
Dörtlü Tarama Testleri: Gebeliğin 16-20. Haftaları
arasında uygulanan bir tarama testidir. En uygun yapılma haftası gebeliğin 18.
haftasıdır. İşlem öncesi ultrasonografi ile önce bebek değerlendirilir ve
bebeğin ölçümleri yapılır. Sonrasında anne adayından alınan kan
örneği ile ultrasonografik bilgiler birleştirilerek bir risk
hesaplamasına gidilir.
Bu işlem neticesinde anne adayının bebeğinde Trisomi 21
(Down sendromu), Trisomi 18
ve nöral tüp defekti (NTD, bebekte omurgada açıklık) var olma
olasılığı belirlenir.
Entegre Tarama Testleri: 1-14. Hafta ve 16-20. Haftalarda 2 kez kan alınır. Nukal kalınlık ve baş çapı ölçülür. Kan biyokimyası sonuçları ile entegre edilir. Entegre test duyarlılığı yaklaşık %90’dır.
Gebelikte bulantı ve kusma:
Gebeliğin bulantı ve kusması gebe ve fetüs sağlığını etkileyen yaygın görülen klinik bir durumdur. Gebenin yaşam kalitesini etkilemekte, poliklinik başvurularına ve hatta hastaneye yatma gereksinimine neden olabilmektedir.
Gebeliğin hafif dereceli bulantı kusması için “Sabah Hastalığı” terimi kullanılsa da semptomlar çoğu zaman sadece sabahları değil, günün herhangi bir zamanında vardır.
Bazı gebelerde ise “hiperemezis gravidarum” adı verilen şiddetli bir sabah bulantısı vardır. Bu, şiddetli bulantı ve kusma; dehidrasyona yol açtığında veya kadının hamileliğinin vücut ağırlığının % 5'inden fazlasını kaybetmesine neden olduğunda olur. Bazen yetersiz beslenmeye neden olabilir. Gebe sıvı almak, ilaç almak veya beslenmek için hastanede kalmak zorunda kalabilir.
Gebelikte Bulantı Ve Kusma Sıklığı Nedir?
Genellikle hafif veya orta şiddetli olan semptomların sıklığı birinci trimesterde sadece bulantı için % 30-90, kusma ise %50’ye varan oranda görülebilir. Bulantı ve kusma sıklıkla gebeliğin 6. haftasında başlar, 9. haftada pik yapar ve 16-20. haftalar arasında kaybolur. %15 olguda üçüncü trimestere, %5 olguda ise doğuma kadar devam edebilir.
Hamilelikte Mide Bulantısı Normal Midir?
Gebeliğin ilk belirtilerinden biri olarak kabul edilen mide bulantısı, kadınların %25'inde hiç görülmez. Bu durum bebeğin gelişimi ya da hamileliğin gidişatı ile ilgili bir gösterge değildir. Gebelik döneminde anne adayının midesinin bulanması kadar, hiç bulanmaması da normal kabul edilir. Bu durum ancak anne adayının vücudunun hızla değişen hormonal düzene kolay adapte olduğu gösterir. Ancak gebelik döneminde görülen mide bulantısı kan şekerinin düşmesi, stres ve yorgunluk gibi durumlarda da ortaya çıkabilir. Bu yüzden gebeliğin planlanmasından itibaren anne adayının düzenli olarak hekim kontrolünde olması önerilmektedir.
Gebelikte Bulantı Kusma Neden Olur?
Gebelikte bulantı kusma nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Artmış hormon düzeyleri, azalmış barsak hareketleri, genetik yatkınlık ve fizyolojik faktörler gibi tam olarak kanıtlanmamış birçok sebep olabileceği düşünülmektedir.
Gebelikte bulantı kusma şikayetiniz olma olasılığınızı artıran şeyler şunları içerir:
Gebelik Bulantı Kusmasında Ne Zaman Doktora Başvurmalıyım?
Diyet değişikliği ve bulantı kusmayı tetikleyen faktörlerden uzak durmak her hastada aynı derecede etkili olmayabilir. Bazı vitaminlerin ve hekiminiz tarafından size uygun görülen kusma önleyici ilaçların kullanımı gerekebilir. Gebelikte ilaç kullanımına anne adayı şüphe ile yaklaşabilir. Ama uzun yıllar gebelik kusmalarında kullanılan ve gebelikte güvenli kabul edilen ilaç seçenekleri bulunmaktadır. Normalden daha sık idrara çıkma, idrar renginin koyu sarı olması, ayaktayken baş dönmesi, halsizlik ve kilo verme gibi sıvı kaybı belirtileri olması halinde ise hemen doktora başvurulmalıdır. İlaç tedavisine cevap vermeyen aşırı kusma ve sıvı kaybı durumunda tedaviye hastanede yatırılarak devam edilmesi gerekebilir.
Gebelikte Bulantı Kusmanın Tedavisi Nasıl Olmalıdır?
İlaç Dışı Tedaviler
- Diyet İçeriğinde Değişiklikler
- Tetikleyici Faktörlerden Uzak Durma
Parfüm, sigara, nem kaynaklı oda kokuları, yemekten sonra uzanma, araba içinde seyahat etme, titrek ışık ve ani kafa hareketleri bulantı ve kusmayı tetikleyebilmektedir.
-Akupunktur ve Psikoterapi
Akupuntur, basınç uygulayan bileklik ve elektriksel sinir uyarımı kullanımının bulantı ve kusma tedavisinde plaseboya üstünlükleri gösterilememiştir. Hipnozun terapötik etkinliği ile ilgili ise son derece sınırlı veri bulunmaktadır
İlaç Tedavisi
Bulantı ve kusma için öncelikle doğum öncesi folik asit başlanmalıdır. Zencefil tabletleri de kullanılabilir. İlerleyen şikayetlerde B6 vitamini (pridoksin), doksilamin (antihistaminik) eşliğinde veya yalnız kullanılabilir. Şikayetler daha da ilerlerse hekiminizin önereceği başka ilaçlar da mevcuttur. Ancak kullanılan ilacın, hamilelik kategorisi çok önemlidir. (FDA onayı).
Gebelikte Sağlıklı Beslenme
Anne adayının yeterli ve dengeli beslenmesi, bebeğin sağlıklı gelişimi için önemli role sahiptir. Anne adayı, bebeğin bedensel ve zihinsel gelişimini tamamlayabilmesi için tüm besin gruplarından almalıdır. Hamilelik döneminde bebeğin büyüme ve gelişmesi, annenin günlük aldığı besinlerin plasenta aracılığı ile fetusa taşınması ile gerçekleşir bu sebeple gebelikte annenin enerji, protein, vitamin ve mineral gereksinimi artmıştır. Ancak anne adayı çeşitli sebeplerle yeterince beslenemese dahi fetüs her halükarda ihtiyaç duyduğu enerji ve besin değerlerini anne adayının depolarından karşılamaya devam etmektedir.
5 temel besin grubu olan meyve, sebze, tahıl, yağsız et ve yumurta gibi protein zengini gıdalar ve yoğurt, peynir gibi süt ürünlerinden; mineraller ve vitaminler kadar, yeterli protein, karbonhidrat ve yağ alınması sağlıklı beslenme için önerilmektedir.
GEBE KADINLAR İÇİN ÖRNEK BESİN REHBERİ
Bulantıya Neden Olan Besinler Nelerdir?
Her anne adayının midesini bulandıran besinler farklıdır. Ancak genel olarak gebelerin çoğunluğunda mide bulantısına yol açan yiyecekler; çok baharatlı, asitli ve yoğun aromalı besinler olarak sıralanabilir. Her kadın kendi vücudunu ve metabolizmasını tanır bu bakımdan normal dönemde mide bulantısına yol açan besinlerden gebelik döneminde özellikle uzak durulması önerilir.
Bununla birlikte içeriğinde A vitamini olan besinlerin mide bulantısını hafiflettiği ve önlediği bilinmektedir. Ayrıca aşırı yağlı tüm besinlerin hem normal dönemde hem de hamilelik döneminde mide bulantısını tetiklediği bir gerçektir. Yağlar sindirimi zorlaştırdığından gebelik bulantılarını da şiddetlendirebilmektedir.
Gebelikte Sağlıklı Beslenme
Anne adayının yeterli ve dengeli beslenmesi, bebeğin sağlıklı gelişimi için önemli role sahiptir. Anne adayı, bebeğin bedensel ve zihinsel gelişimini tamamlayabilmesi için tüm besin gruplarından almalıdır. Hamilelik döneminde bebeğin büyüme ve gelişmesi, annenin günlük aldığı besinlerin plasenta aracılığı ile fetusa taşınması ile gerçekleşir bu sebeple gebelikte annenin enerji, protein, vitamin ve mineral gereksinimi artmıştır. Ancak anne adayı çeşitli sebeplerle yeterince beslenemese dahi fetüs her halükarda ihtiyaç duyduğu enerji ve besin değerlerini anne adayının depolarından karşılamaya devam etmektedir.
5 temel besin grubu olan meyve, sebze, tahıl, yağsız et ve yumurta gibi protein zengini gıdalar ve yoğurt, peynir gibi süt ürünlerinden; mineraller ve vitaminler kadar, yeterli protein, karbonhidrat ve yağ alınması sağlıklı beslenme için önerilmektedir.
GEBE KADINLAR İÇİN ÖRNEK BESİN REHBERİ
Gebelikte Vitamin ve Mineral Kullanımı
Dünya Sağlık Örgütü’nün kullanılmasını önerdiği iki takviye vardır. Bunlardan biri folik asitin gebeliğin ilk 3 ayında ve gebelik planlamasından üç ay önce kullanılması, diğeri de 3. aydan sonra demir kullanılmasıdır. Beyin ve omurlardaki doğum kusurlarını engellemeye yardımcı olmak için folik asit kullanımı gebelikte önemlidir. Dünya Sağlık Örgütünün gebelikte folik asit kullanımını önermesinin sebebi de budur. Genellikle folik asit ilk 3 ayda kullanılır ve sonrasında kesilmektedir.
Demir ise gebelikte rutin olarak kullanılması önerilen bir mineraldir. Bunun nedeni plasenta yoluyla anneden bebeğe sürekli bir demir geçişi olur; bir zaman sonra annedeki demir depoları yetersiz kalır ve annenin hemoglobin seviyesi düşer; bunu önlemek amacıyla anne adayına ilk 3 aydan demir takviyesi kullanımı önerilmektedir.
Gebeliğin ikinci 3 aylık döneminde multivitamin, omega–3, kalsiyum, magnezyum, çinko gibi çeşitli mineral takviyeleri ihtiyaçlarınız için gebeliğinizi takip eden doktorunuza danışabilirsiniz.
Gestasyonel Diyabet (Gebelik Diyabeti) nedir?
Gestasyonel diyabet; gebelikte en sık görülen problemlerin başında gelmektedir. Bazı kişilerde gebelik öncesi yeterli insülin salgılayabilen pankreas hücreleri gebeliğin ilerlemesiyle yeterli insülin salgılayamaz, bu nedenle daha önce diyabet belirtisi olmadığı halde gebelik boyunca kan şekeri yükselebilir.
Gestasyonel Diyabet (Gebelik Diyabeti) Neden Olur?
Bu durum genellikle gebeliğin ikinci yarısında, bazen 20. hafta gibi erken bir zamanda, ancak genellikle daha sonra ortaya çıkar. Çünkü bebek büyüdükçe, plasenta insülinin gerektiği gibi çalışmasını engelleyen hormonlardan daha fazla üretir; bu hormonlar vücudun şekeri (glukoz) parçalamasını zorlaştırırlar. İnsülin hormonunun görevlerinden biri olan; kan şekeri seviyesini sabit tutma görevini yerine getirmekten alıkoyarlar.
Kan şekeri düzeyindeki bozukluklar; özellikle de gebelikten önce diyabeti olan hastalarda, hem anne hem de bebek için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Gestasyonel diyabet tanısı alan anne adaylarında preeklampsi ve erken doğum riski artmıştır.
Gestasyonel Diyabet Tanısı Nasıl Konulur?
Daha önce bilinen diyabeti veya risk faktörleri yoksa gebeliğin 24-28. haftasında 75 g glikozla "Oral Glukoz Tolerans" (OGTT) testi ya da çift basamaklı OGTT planlanmalıdır.
50 gr glukoz ile tarama testi (herhangi bir zamanda aç ya da tok) 1 saat sonraki glukoz değeri 140-180 mg/dl arasındaysa
100 gr glukoz ile OGTT(en az 2 değer varlığında tanı konur)
* Açlık kan şekeri ≥95 mg/dl
* 1. saat ≥180 mg/dl
* 2. saat ≥155 mg/dl
* 3. saat ≥140 mg/dl
Gestasyonel Diyabet İçin Risk Faktörleri Nelerdir?
Gebelikte Alışveriş & Hastane çantası
Gebeliğin en eğlenceli kısmı alışveriştir. Değişen bedeniniz için gardrobunuzu yenilerken bebeğinize de kıyafetler, oyuncaklar bakabilirsiniz. Oldukça heyecanlı ve keyifli olan alışveriş için dikkat etmeniz gerekenleri sizler için araştırdık.
Doğum sonrası değişen vücudunuzun anneliğe daha kolay adapte olabilmesi için farklı giysilere ve bakım ürünlerine ihtiyacınız olacaktır; işte bu yardımcı ürünlerden en çok işinize yarayacakları sizler için derledik;
Gebelikte Alışveriş İhtiyaç Listesi
Giyim:
Emzirme:
Göğüs pedi
Göğüs pompası
Emzirme önlüğü
Emzirme minderi
Süt saklama poşeti/kabı
Göğüs ucu kremi
Süt artırıcı içecekler
Kişisel Bakım:
Çatlak önleyici krem
Lohusa pedi
Güvenlik:
Destek yastığı/minderi
Hamile emniyet kemeri
Hastane Çantası İhtiyaç Listesi
Hastane çantası doğuma az bir zaman kala kapının hemen yanında ya da aracınız varsa aracınızın bagajında hazır bekletmeniz gereken ve doğum sırasında hastanede hem sizin hem de bebeğinizin ihtiyaç duyabileceği eşyaların olduğu bir çantadır. Hastane çantanızı eksiksiz hazırlamak için aşağıda sizin için hazırladığımız listeden yardım alabilirsiniz.
Bu sitede yer alan bilgiler, hekim ve eczacıya danışmanın yerine geçmez.